Hepsi 1
grup hepsi indir ,grup hepsi bir,hepsi şarkı sözleri,grup hepsi dinle,hepsi1,hepsibir,gruphepsi sitesi,eren ,grup hepsi, grup hepsi mp3, grup hepsi ,resimleri,yasemin grup hepsi,müziği , müziki , şarkılari,daltonlar , grup hepsi1,grup hepsi,youtube gruphepsi,,grup hepsi yeni,grup hepsi fan,grup hepsi sitesi, hepsi bir dizi , grup hepsi msn adresleri , eren msn adresi , gülçin msn adresi , yasemin msn adresi , yoshi msn adresi , cemre msn adresi
Hepsi 1 Dizisinin merakla beklenen 22. bölüm özeti:
“Peşinden gidecek cesaretiniz varsa, bütün rüyalar gerçek olabilir.”
Yasemin, Eren, Cemre ve Gülçin’i tutuklatmakla tehdit eden Hande, Yasemin’in açıklamasıyla gerçeği öğrenir. Sonunda, her şeyi karıştıranın Alp olduğu ortaya çıkar!Korkut, kendini süper-aktör Berk zannetmeye devam etmektedir. Herkesi çılgına çeviren Korkut, kaprisleri ve ukalalığıyla eski halini herkese özletir. Tabii ki, eski Korkut’u en çok özleyen kişi, Yasemin’dir…Emre ve Barış, Cemre ve Eren’le gece için plan yaparlar. Ancak sürekli kesilen sular, bütün planların alt üst olmasına sebep olur.Füsun, morallerini düzeltmek için kızları kuaföre götürür, ancak kızları takip eden Alev ve Esra, sinsi planlarına devam eder. Alev’in numaraları başarılı olunca, Eren ve Yasemin, insan içine çıkamayacak hale gelir!Bu arada Korkut ve Barış’ın iş arama maceraları bütün hızıyla devam etmektedir. Korkut, yine her şeyi birbirine katar, ve ‘temizlik’ işine başvurmaya çalışan ikili, kendilerini korkunç ve bir o kadar da komik bir çıkmazın içinde bulurlar!..Cemre Emre’yle, Eren Barış’la, eski günlerdeki gibi mutlu yaşarken, Yasemin, Korkut’a kendini hatırlatmak için büyük çaba sarf etmektedir. Mert ise, Gülçin’i yeniden kazanabilmek için kendini beste yapmaya verir.Kızlar, Füsun Teyze’nin desteğiyle hayata yeniden, sıkıca bağlanmıştır ama, Füsun Teyze’nin gitme vakti de gelmiştir. Füsun’un gitmesine çok üzülen kızlar, beklenmedik bir anda Füsun’u tekrar karşılarında bulurlar!
Aynı evde yasayan Cemre, Yasemin, Eren ve Gülçin, okudukları gösteri sanatları akademisini bitirmeye çalısırken, başlarına gelen trajikomik bir olay yüzünden, altına girdikleri yüklü miktardaki borcu ödemek zorunda kalınca, kendilerini bir anda sahne dünyasının parıltılı ışıkları altında bulurlar. Ancak bu durum, okuldan atılma riskini de beraberinde getirir. Genç yaşlarında, bir yandan şöhret olmanın ağır yükünü tasımaya çalışırken, diğer yandan gerçeği Akademinin Müdürü Erol Hoca’dan saklamak için uğraşırlar.
”Hepsi 1″ bundan böyle her Pazar atv’de!
Hepsi 1 Dizisinin 21. Bölümünün Kısaca Özeti:
"Zorla Güzellik Olmaz"
Emre, Cemre'yi kaçıran Murat'ı takip eder ama yakalayamaz. Son anda Murat'ın kullandığı otomobilin plakasını alan Emre, karakolda büyük bir şokla karşılaşır.
Eren, Gülçin ve Yasemin, Cemre'nin kaçırıldığını öğrenince önce sakin olmaya çalışırlar. Ancak zaman geçtikçe tedirginleşen kızlara, hiç beklemedikleri birisi yol gösterir: Alp'in zekice yardımlarıyla Cemre'nin izini bulan kızlar, bir yandan da, Alp'in bu konudaki tecrübesinden şüphe duyarlar. Bu arada, gerçek duygularıyla yüzleşen Yasemin, Korkut'la konuşur. Gözde'nin aradan çıkmasıyla, Yasemin ve Korkut, sonunda birbirlerine kavuşurlar.
Murat, kaçırdığı Cemre'nin aşkını tekrar kazanmaya çalışırken, bir sorunla karşılaşır: Evdeki tozlar yüzünden Cemre'nin alerjisi başlar. Murat'ın komik çözüm çabaları, Cemre'nin alerjisini arttırmaktan başka bir işe yaramaz.
Karakoldan gelen haber üzerine Emre, kızlar ve çocuklarla birlikte, Cemre ve Murat'ı aramaya gider. Fakat Murat'a destek çıkan köylüler, gelinleri sandıkları Cemre'yi kaptırmaya pek niyetli değildir. Bizimkiler ve köylüler arasında amansız, bir o kadar da komik bir kovalamaca yaşanır. Bu kovalamaca sırasında süper kahramanlığını fazlasıyla gösteren Korkut, Murat'ın Cemre'yi sakladığı evi bulur. Başına geleceklerden habersiz eve giren Korkut, kimsenin tahmin bile edemeyeceği bir durumla karşı karşıya kalır!
Müzikal için hazırlıkları hızlandıran kızlar, birdenbire karşılarına Alp'in karısının çıkmasıyla, büyük bir şok daha yaşarlar!..Arkadaşlar dünyanın en önde gelen haber portallarından msnbc Ermeni Yasa Tasarısı hakkında bir anket açmış.Sizce Türkler soykırım yaptımı diye sormuş.Bizlerde girip oyumuzu kullanalım.Ortadaki No. ile başlayan seçeneğe oy veriyoruz.Ayrıca girdiğimiz başka forum ortamlarınada insanları konudan haberdar edelim.Msn listimizdekilere söyleyelim...
Anket burada...
alttaki yazıya tıklayıp siteye giriyoruz:
Vote: Should U.S. recognize Armenia genocide? - Europe - MSNBC.com
Ortadaki No. ya oy veriyoruz.
Alıntıdır. Bilgilendirme için tvcapture forumundan hasan34 e teşekkürler.
BU ŞİRKETLERİNİN ADRESİ:
STARDİUM ŞİRKETİ
Levent Mah. Lale Sok. No:17 Levent/İstanbul
tel:0 212 325 24 75-76
fax:0 212 279 91 29
AYRICA DAHA ÖNEMLİSİ DİZİ ÇEKİMLERİ ARASINDA DİNLENDİKLERİ YER:
muallim naci cad. no170 kuruçeşme'de -- AŞK CAFE
Kendinizde eksik gördüğünüz yönler var mı?
Y:Sanırım çok saf olmam.Herkesi çok iyi sanıyor ve çabk inanıyorum.Bu yönümü değiştirmeye çalışıyorum...
G:Tabi ki var.Özeleştiride çok kalpsizim.Kendi kendime söylemediğim zamanlarda bn kimse bileme tabi.Üülürüm ama bilirim mki Ah keşke şöyle yapsaydım dediğim drumlar benim bir dahaki sefere daha iyi olmamı sağlar...Yani ironik bir üzüntüdür...Hatta kendimi kutlarım farkındalığım için.Tabi bu durumu benim hiç beğenmediğim ve hep negatif olduğum şeklinde algılayanlar da oluyor...Ama asıl durm öyle değil.
E:Fazla iyi niyetli olmam çookk hem de!
C:Sabırsızlığım...
Gelecek için Mesleki Planlarınız neler?Mesela prodüktörlüğe vb. soyunmak isteyen var mı?
Y:Açıkçası hiç düşünmedim.Ama tv ve sanatla uğraşacağım kesin...
G: Doğrsu her masrafımı kendim karşılayabilmek isterim.Gelecekte yapabilir miyiz acaba?
E:Hepsi olarak bir dans okl açmayı hayal ediyoruz.
C:Gelceğimizi ş an yaptığımız işlerle belirledik zaten.İleride de yine müziğin içinde olacağım kesin...
İlk albümünüzde çok sevip Klip çekmek istediğiniz ama yapamadığınız bir şarkınız var mıydı?
Bu albümdeki favoriniz hangisi?
Y:Bize kalsa her iki albümümüzdeki tüm şarkılara klip çekeriz.
G:Örneğin Mum,Dur dur,Gitme,Saklambaç...
Mum benim en sevdiğim bu albümde...
E:Biz bütün şarkılarımızı çok seviyoruz...Bütün şarkılarımıza klipçekmek istiyoruz.
C:Bütün şarkılar favorimiz..Hatta son klibimizi oylama yaparak seçtik...
Sizinle yıllar önce yaptığımız bir röportajda topukl ayakkabı ve etek giymeyi sevmediğinizi, spor ayakkabı ve patolonlarınızdan vazgeçemeyeceğinizi söylemiştiniz...Stil tercihleriniz değişti mi??
Y:Aslında söylemek istediğimiz o değildi.Yalnızca o giysilerel rahat edemiyoruz..ama yerine göre giyilebilir tabi ki.
G:Artık topuklu ayakkabıyla da kendimi iyi hissediyorum çok güzel bir his.21 yaşındayım geç bile kaldım aslında...Ama her an da giyilmez tabi
E:Stil değil de yaş değişti Ama farkındaysanız biz yine en rahat ettiğimiz kıyafetleri tercih ediyorz.
Sonçta işin ucunda dans var.
C:Dans ederken rahat olmak istiyorz.Etek giyiyoruz. Ama hareketlerimizi sınırlayacak tarzda değil...
Konserlere nasıl hazırlanıyorsunz?
Y:Dans provalarımızı alıyoruz.sesimizi açıyoruz vs.
G:Kafam dinç olsun kuliste sigara içilmesin isterim...Derin nefesler alırım.Yeri gelince meditasyon tipişeyler yaparım.Provamızı yaparız.
Saçımı makyajımı da çok incelerim...Konsantre olmam gerekir...
E:Bol bol prova yaparak...
C:Dans provaları ve tabi ki şan.
Sahneye çıkmadan önce saç makyaj ne kadar sürüyor??
Makyajınızı kendiniz mi yapıyorsunuz??
Makyözünüz mü?
Y:Ayy çok sürüyor yaa.4 kişi olmanın en zor yanı b....3-4 saat sürdüğü oluyor bazen.Makyajımıı makyörümüz Ahmet yıldırım ve ekibi yapıyor.
G:Kimin yaptığına ve modele göre süre değişebiliyor...Ama söz konusu müthiş kuaförlerimiz olunca özellikle saçımı yapan Taşkınsa her eşy yarım saate olur biter..En zor örgüler bile...Saç ve makyaj için Ahmet yıldırım ve onun yardımcılarıyla çalışıyoruz..
E:Hepimiz toplam iki saate hazır oluyoruzAynı anda yani..
C:Offff uzun sürüyor.Üç saat gibi...
Sizce bu yazın modası ne olacak??
Y:Hımmm Kısa kotlar, dar paçalar.Babetler..Ayyy bilmiyorum...
G:Benim içi,n moa ben ne istersem öyle olacak...
E:Şortlar...
C:Şortlar...Herkese şık ve aksesuarlı şortları öneriyorm..Bu yazın modası budur...
Giyim tarzını çok beğendiğiniz bir ünlü var mı??
Y:hımm Kenan doğulu tabi ki...
Birde Nil karaibrahimgil...
G:Hayır ben bir çok şeyi karıştırmayı tercih ediyorum...
E:Gwen stefani...
C:nil karaibrahimgil
Yaz aylarında konserleriniz olacak mı, nerelerde??
Y:Evet olacak tabi.Konuştuğmuz yerler var ama tam olarak şu anda belli değil...
G:Yaz geli,nce Hepsi durmaz!!
E:Evet konserlerimiz var.Yine turne kapsamında devam edeceğiz...Şu anda tarihlerini bilmiyorum...
C:Yazın yine konserler olacak...Belirlenmiş turnemiz var...Ama tarihler ve yerler konusndaki detaylar aklımda değil...
İlk konserinizi nerde ne zaman vermiştiniz?
Y:Rumeli hisarında zerrin özerle
G:taksim tanıtım konser
2005in martı mıydı?
E:5-6 yıl kadar önceydi.
İlk klibinizi izlediğinizde aklınızdan geçen şey??
Y: bizi çok şey bekliyor demiştim
G: güzel olmuş piyasada böyle bir şey yok demiştim
E:bunlar biz miyiz??
C:ikincisini ne zaman çekiyoruz
Tancınızdan yerin dibine girecek gibi hissettiğiniz an??
Y:sandalyeden düşmüştüm
G:beyaz showda ne demek istediğimi anlatamamıştım bir türlü
E:ayyy hatırlamıyorum!!Razz
C:Eyvahhh!!!!Smile
İlk paranızla ne almıştınız??
Y:anneme hediye almıştım
G:hiç hatırlamıyorum. Çok küçüktüm o zaman. AKM çocuk balesi kadrosunda senelerce çalıştım bacak kadar boyumla
C:kendi kazandığım ilk parayla sevdiklerime hediye almıştım
Küçükken nasıl bir çocuk muşsunuz?
Yaramaz mı uslu mu?
Y:hem yaramaz hem de uslu
Muzurmuşum ben
G:çok sosyal faaliyeti olan (piyano, okul, bale koro…)ve zamanı olmayan bir çocuktum. Çok hareketli anında yazıp oynayan roller yapan İngilizce bilmeden İngilizce şarkı söyleyen TV seyrederken bile bilmeden modern dans ve ne idüğü belirsiz esnek hareketler yapan, bilmiş, konuşkan, kontes gibi davranan bir zilli kızdım.
Sessi durduğum da olurdu yerine göre…
C:Usta yaramazlardan…SmileSmile
İlk pişirdiğiniz yemek??
Y:makarna
G:kurabiye annem yaparken ben kandırırdı Gülçin yaptı diye oysa ben yalnızca o şekil kaplarıyla şekil verirdim…
E:makarna ile başladım gerisi geldi…
Tadını hiç bilmediğiniz yemek??
Y:çekirge
G:Meksika yemeklerini pek bilmem
E:Afrika’nın enteresan yemekleri olduğunu duymuştum… Bizim damak zevkimize pek uygun değilmiş…
C:Kurbağa bacağı
Hiç yüzüne bile bakmayacağınız erkek tipi??
Y:pis erkek
G:kapkara ve her tarafı kıllarla kaplı erkek.
E:Çook piss, dağınıkkk,pasaklııı!!
Zaten kim bakar ki öylesine??
C:pasaklı ve pis!!!
Hiç dinlemediğiniz müzik türü??
Y:bilmem düşünmedim hiç…
G:çok karışık türleri henüz keşfetmemiş olabilirim ama genel olarak her türü dinlerim…
E:hemen her tür müziği dinliyorum…
C:her türünü dinlerim
Gitmeyi çok isteyip de hiç gidemediğiniz yer??
Y:Hawaii çok istiyorum gerçekten
G:her yere gitmek isterim öyle özel bir yer yok zaten nereye gidersem gideyim asıl aradığım şey bende
E: Doğu Asya ülkeleri
C:Hawaii
Hiç katılmak istemeyeceğiniz bir tv programı??
Y:neden söyleyeyim ki??
G:çöpçatanlık programları
E:yok canım öyle bir şey
C:Aa olmaz!!
Size şimdiye kadar edilmiş en güzel iltifat??
Y:hayatımın anlamı denmesi…
G:sesin hayatımda duyduğum en güzel ses…
E:hımm bana kalsın hadi bu:)
İnsanlarda en çok neyi kıskanırsınız?
Y:İnsanlarda??Kıskanmam ki…
G:bilemedim yaa…
C:benim düşündüğüm bir şeyi benden önce biri yaparsa kıskanırım...
Sizi en sinirlendiren şey?
Y:bana bağırılması
G:bilmeden konuşmak
E:yalan beni çok sinirlendiriyor!
C:sinirlenmememi söylediklerinde sinirlenirim…
Giydiğiniz en kötü kıyafet?
Y:hatırlamıyorum
G:bazen evden öyle kötü çıkıyorum ki..Gerçekten eğlenceli oluyor…
E:kötü kıyafet giymemmm!!
C:Hımmm hatırlamıyorum
Birlikte en eğlendiğiniz gün??
Y: O kadar çok ki…
G:Sahnede… Ankaradaki konserde Sezen hanımla Rakkas’ı söylerken
E:konserlerde çekimlerde ve ş aralar özellikle de dizi setinde eğleniyoruz…
C:Biz hep çok eğleniyoruz… Hele de en son konserimizde o kadar çok eğlendik ki…
İstanbul’un en sevdiğiniz yeri?
Y:boğazı
G:taksim
E:İstanbul bir bütün olarak sevmeye değer…
C:Boğaz
Beş parasız kalsaydınız??
Y:sorun değil yine mutlu olurdum
G:Bir bada Jazz söylemek isterdim…
E:yine çok çalışır, çalışırdım…SadSad
C:her şey para değil bu yüzden bir yolu mutlaka vardır.
Müziği bırakmanızı isteyen birine kör kütük aşık olsaydınız??
Y:Hımm aşk bu tabi ki neye sebep olacağı belli olmaz ama öyle biri benim hayatımda olamaz!
G:Kendimden ödün vermem. Birine hayatıma girmesi için izin verdiysem değişmesi gereken ben değilim hayat…
E:Bilemiyorum bu ihtimal pek gerçekçi değil…
C:Müzik de bir aşk benim için…
Sirkte çalışsaydınız?
Y:hayvan terbiyecisi olurdum
G:sihirbazın yardımcısı olmak isterim ama dans ederim ve şarkı söylerim…
E:sirkin sahibi olurdum!
C:sanırım bıçak fırlatıcı olurdum…
Bilim insanı olsaydınız?
Y:kanseri yok ederdim..
G:kediler hakkında araştırma yapardım…
E:ışınlanmanın bir yolunu bulurdum.Trafik yeter!!
C:tüm hastalıkları yok ederdim!!
Dünya üzerindeki en büyük problemlerden birine çözüm bulabilecek olsaydınız…?
Y:hastalıkları yok ederdim…
G:Ruhani bir dünya isterdim..Herkesin mistik anlayışla yaşamasını…
E:tüm hastalıkların kaynağını bulup yok ederdim…
C:Kesinlikle hastalıkları yok ederdim…
Gönderen admin zaman: 18:39 22 Yorum
Etiketler : grup hepsi resimleri, grup hepsi röportaj, röportaj
GO GIRL HEPSİ ye sormuş:
Bu sözcüklerin size neyi çağırıştırdığını söyler misiniz?
YOUTUBE:
Yasemin:Her şey var...
Gülçin:İntenet demek neredeyse...
Eren:Video.
Cemre:Hepsi fan'ları.
MP3:
Y:Korsan.
G:MP-3 Player.
E:Korsan.
C:Korsan.
MySpace:
Y:Arkadaşlarım.
G:Irving(Dansçılarımızdan biri; fotolarımızı koymuştu).
E:Kişi hakkında...
C:Kişisel reklam
FUTBOL:
Y:Futbol topu.
G:Kaçmalıyım.
E:Stadyum... Ve konserrrrr.
C:Erkekler.
ROCK:
Y:Şebnem Ferah ve güzel şarkı sözleri.
G:Elektro gitar.
E:İsyan.
C:Sert.
EVLİLİK:
Y:Risk.
G: Değişim.
E:Aile.
C:Çocuk.
ÖRÜMCEK:
Y:Spiderman.
G:Elde etmek.
E:Temizlik.
C:Ağ.
Grup hepsi mail grubuna kayıt ol |
Bu grubu ziyaret et |
“Zorla Güzellik Olmaz”
Emre, Cemre’yi kaçıran Murat’ı takip eder ama yakalayamaz. Son anda Murat’ın kullandığı otomobilin plakasını alan Emre, karakolda büyük bir şokla karşılaşır.
Eren, Gülçin ve Yasemin, Cemre’nin kaçırıldığını öğrenince önce sakin olmaya çalışırlar. Ancak zaman geçtikçe tedirginleşen kızlara, hiç beklemedikleri birisi yol gösterir: Alp’in zekice yardımlarıyla Cemre’nin izini bulan kızlar, bir yandan da, Alp’in bu konudaki tecrübesinden şüphe duyarlar.
Bu arada, gerçek duygularıyla yüzleşen Yasemin, Korkut’la konuşur. Gözde’nin aradan çıkmasıyla, Yasemin ve Korkut, sonunda birbirlerine kavuşurlar.
Murat, kaçırdığı Cemre’nin aşkını tekrar kazanmaya çalışırken, bir sorunla karşılaşır: Evdeki tozlar yüzünden Cemre’nin alerjisi başlar. Murat’ın komik çözüm çabaları, Cemre’nin alerjisini arttırmaktan başka bir işe yaramaz.
Karakoldan gelen haber üzerine Emre, kızlar ve çocuklarla birlikte, Cemre ve Murat’ı aramaya gider. Fakat Murat’a destek çıkan köylüler, gelinleri sandıkları Cemre’yi kaptırmaya pek niyetli değildir. Bizimkiler ve köylüler arasında amansız, bir o kadar da komik bir kovalamaca yaşanır. Bu kovalamaca sırasında süper kahramanlığını fazlasıyla gösteren Korkut, Murat’ın Cemre’yi sakladığı evi bulur. Başına geleceklerden habersiz eve giren Korkut, kimsenin tahmin bile edemeyeceği bir durumla karşı karşıya kalır!
Müzikal için hazırlıkları hızlandıran kızlar, birdenbire karşılarına Alp’in karısının çıkmasıyla, büyük bir şok daha yaşarlar!..
Hepsi Grubu
4 Birbirinden güzel ve şirin kız... Bir de güzel sesleri, kıvrak ve şölensel dansları biraraya gelince; seyre doyum olmayan ve ülkemiz müzik tarihinde biraraya gelmiş bayan grupların asla yakalayamamış oldukları bir başarıyı resmediyorlar. Hepsi Grubu, kuruldukları ve ilk şarkılarının namelerini kulaklarımıza mırıldanmaya başladıkları tarihten itibaren geniş kitlelerce beğenilen nadir gruplardan. Ve bu beğenimiz (gerçi tescile ihtiyaç yok) MTV müzik televizyonu tarafından da tescillendi desek yeridir.
İşte size birbirinden güzel dört bayan; �Hepsi� ile sımsıcak bir söyleşi...
Siz klasik sorulardan sıkılıyorsunuz galiba öyle bir duyum aldık. (gülüşmeler) Soru olarak bagdatcaddesi.net�den soru soran arkadaşlarımız var; onların sorularını ilk önce yanıtlayalım. Sonra sohbet edelim. Sohbet sırasında ilginç bir şeyler buluruz aradan tamam mı? |
H.G: Tamam
Siteden sorular: Çocukluğunuzda böyle bir yere geleceğinizi hiç düşünür müydünüz? Yada çocukluğunuzdaki hayalleriniz nelerdir? Tuba Demir sormuş. |
Gülçin: Ya tabi ki düşünüyorduk. Herkesin sen ne olacaksın dedikleri zaman, zaten mikrofon olarak, her tür silindir şeklindeki eşyayı alıp şarkı söylemeye çalıştığım için böyle bir hayalim vardı yani.
Eren: Benim çocukluk hayalim çok komikti. Ahçı olmaktı. Ama bu çocukluk hayaliydi. Sonra, ortaokul yıllarına geldiğimizde tabi ki hayalimiz böyle bir grup olmaktı. gerçekten� Ama proje başladığında da bu kadar tepki alacağımızı çok kısa zamanda buraya geleceğimizi tahmin etmiyorduk.
Yasemin: Benim de mutlaka sahne ile ilgili bir şey olacağı kesindi, çünkü aileden gelen bir şeydi sonuçta. Tiyatrocu olmayı istiyordum. Ama daha sonra klasik baleye geçince dansçı olmaya karar verdim. Hep değişti bu fikir ama sonradan şarkıcılıkla dans bir arada olunca bu gurup kuruldu ve şimdi buradayız. Güzel yani.
Cemre: Zaten başından beri bunu istiyordum. Tabi klasik bale okuduğum için yani onda da sahne almak iyi ama, başından beri bunu istiyordum. Buraya geleceğimizi tahmin ediyor muyduk derseniz; biraz ukalalık olacak ama, ben ediyordum yani...
Tuba�ya teşekkürler. Muammer Çavuşoğlu demiş ki; Kıbrıs�a gelecekler mi? |
H.G: Kıbrıs�a gideceğiz.
H.G: İyi ki sormuş... Kesinleşti 8�inde Kıbrıs�tayız. Cevabı çok kısa oldu bu sorunun ama� (gülüşmeler)
Gökhan Konaş demiş ki; başarılarında bayan ve güzel olmalarının payı onlara göre yüzde kaç? |
H.G: Buna toplu cevap verelim isterseniz? Tek tek yüzde vermeyelim.
Eren: Bayan olmamız şu şekilde algılanabilir. Hani yalnızca bayan olduğumuz için değil ama, kız gurubu hani ilk defa bu şekilde bir şey yaptığı için ilgi çekmiş olabilir mesela. %30 olabilir. Bayan olmamız ve dört kişi olmamız bence %30 olabilir.
En son gittiğiniz film? |
Yasemin: Eee ben gittim� (gülüşmeler) Dünyalar Savaşı�na gittim çok güzeldi.
Eren: Hatırlamıyorum. Neden hatırlamıyorum çünkü ben her gün birkaç film izliyorum. Yani sinema dışında da. Ne izlediğimi gerçekten hatırlamıyorum. Çok fazla film izliyorum. Hangisi en son film hiç hatırlamıyorum.
Cemre: Angelina Jolie ve Brad Pitt. Ms&Mr Simith.
Hayatınızın filmi? |
Eren: Hayatımın filmi. Büyük Umutlar.
Yeni versiyonu mu? |
Eren: Evet.
Gülçin: Hayatımın filmi diyemem.Zaten çok fazla film izlemeyi sevmiyorum. Eren gibi ilgim yok. Ama dans filmlerini izlemeyi daha çok seviyorum.
Cemre: Ya ben, şimdi pek film aklıma gelmedi düşün düşün� Genel olarak Angelina Jolie izlerim; çoğu filmini seviyorum ben. Hayatımın filmi... ımm... (gülüşmeler) Pek bir şey aklıma gelmiyor şu anda.
Yasemin: Benim biraz saçma gelecek insanlara ama Armagedon olabilir. Filmin son sahnesi beni çok etkilemişti. O olabilir.
En son okuduğunuz kitap? |
Yasemin: Da Vinci Şifresi.
Gülçin: Ben de en son Da Vinci Şifresi�ni yarıda bıraktım. Sonlarına biraz gelmiştim bıraktım okumadım.
Neden yarıda bırakılıyor bu kitaplar? |
Gülçin: Çünkü vakit yok.
Cemre: Zamanımız yok. Normalde ben çok fazla kitap yani yazın özellikle onlarca kitap okurum ama yani şey olmuyor böyle zaman�.
Marka tutkunuz var mı? |
Yasemin: Yok ama ayakkabıda önem veririm mesela öyle diyeyim.
Mesela en son ne aldın? |
Yasemin: En son ne aldım ya ben? Dans ayakkabısı aldım en son. Nike�dan aldım. Hepimiz aldık. (gülüşmeler)
Eren: Marka takıntım yok ama orijinal şeyler giyinmekten hoşlanıyorum. Genelde herkesin üstünde olan moda gibi herkesin üstüne yapışmış giysileri sevmiyorum. Orijinal şeyleri daha çok seviyorum.
Gülçin: Marka takıntım yok ama sevdiğim bir stil var tabi. Her markanın bir çizgisi oluyor. Benim de sevdiğim bir çizgi var tabi ki. Adidas seviyorum ayakkabıda özellikle. Onun dışında böyle çok tercih ettiğim kesin budur dediğim bir şey yok.
Cemre: Benim marka takıntım belli bir marka yok. Bazı genel olarak beğendiğim markalar var onların çoğu ürününü beğeniyorum yani tam benlik diye. Ama genelde her şey değil; bazı ürünlerde gidip özel üretim olan şeyleri bulurum; bunun her bedeninden şu kadar var, onları özellikle alırım... severim öyle tek tük olan şeyleri.
Peki Bağdat Caddesi hakkında ne biliyorsunuz? Karşıda hiç yaşadınız mı? Gezip gördünüz mü? |
Cemre: Anneannem oturuyor orada. Fakat şey, ben normalde Etiler�de oturduğum için Bağdat Caddesi�ni bilmiyorum, bana biraz karışık geliyor. (gülüşmeler)
Bağdat Caddesi mi karışık geliyor? |
Cemre: Büyük yani orası, güzel ama... ne bileyim�
Yasemin: Benim okulum orada. Kadıköy�de. İstanbul Üniversitesi Konservatuarı. Orada okuyorum... vaktimiz olduğu zaman Moda�ya gidiyoruz yada Cadde�ye... Cadde�de tek bildiğim yer Şaşkınbakkal. (gülüşmeler) Başka da hiçbir yeri bilmiyorum. Birkaç yer biliyorum ama inanılmaz karışık geliyor sokakları bana. Bana diyorlar ki orada yaşayanlar, sizin taraf daha karışık. Aslında değil, oradaki sokaklar birbirlerine çok benziyor çünkü; çok karışık geliyor bana.
Cemre: Bağdat Caddesi derli toplu olması açısından çok güzel bence. Yani mesela bir mağazayı bulabilmek için Etiler�den Bebek�e iniyorsunuz falan... Bağdat Caddesi�nde hepsi var. Bütün alışveriş merkezlerindeki mağazaların hepsi var; o açıdan çok güzel, ama yine de çok iyi bilmediğim için karışık geliyor.
Eren: Benim de hayatım hep Avrupa yakasında geçti. Karşıda da bir tek Cadde�yi biliyorum ve arabayla karşı tarafta her zaman kaybolurum. Bir tek arabaya binip Cadde�ye gitmeyi biliyorum. Başka hiçbir şey bilmiyorum. Cadde çok rahat bir yer bence. Gittiğim zamanlarda her şey süper. Dümdüz bir cadde ve ben ara caddelerinin de çok rahat olduğunu düşünüyorum. Çünkü bence hepsi birbirine paralel ve mantıksal olarak karışık değil.
Ama bu kavramı duymuşsunuzdur en azından. Bağdat Caddesi�nden yaşayanlar hakkında edindiğiniz fikriniz var mı? Etiler insanlarına benziyorlar mı mesela? |
Cemre: Mesela Bağdat Caddesi kızları için diyorum ki; ya bunların hepsi nasıl bu kadar bakımlı ve güzel olabilir? hepsi güzel! (gülüşmeler) Ne kadar kızın yanından geçiyorsam hepsi güzel, manken gibiler... Bağdat Caddesi�nin kızları güzel oluyor onu biliyorum.
Eren: Bir de şeyi biliyorum, araba olayını. Orada arabalarla hızlı giderlermiş, arabalarla gezerlermiş onları da biliyorum. (gülüşmeler) Bir de çok kalabalık oluyormuş haftasonu ve hava güzel olunca.
Cemre: Marks&Spencer�ın önünde toplanıyorlarmış dimi Yasemin? Buluşma noktası falan varmış onların. Arabayla gezen gruplar, mesela sahil tarafındaki Mc Donald�s ın orada toplanıyorlarmış öyle biliyorum. (gülüşmeler)
Yasemin: Ben şeyi hatırlıyorum Cadde ile ilgili... Birkaç sene önce orada bir mağazaya girmiştim. Daha küçüğüm. Avrupa tarafında öyle büyük katlı mağazalar yok henüz. Annemlerle beraber, böyle kat kat çıkılıyordu mağazaya ve çok da güzel kıyafetler vardı. Sonra ikinci girişimde öğrendim ki Zara diye bir yermiş. İlk Zara orada açılmıştı onu biliyorum...
Gülçin: Bakımlı insanlar olduklarını biliyorum, böyle diyeyim. (gülüşmeler)
Bu arada yaşlarınız kaç? |
Gülçin: 20 yaşındayım 85 liyim.
Cemre: 20
Eren: 21
Yasemin:19
Mesela bugün makyajlarınızı siz mi yaptınız? Siz mi yaparsınız? Makyaj eğitimi aldınız mı? |
Yasemin: Ben bugün kuaföre gitmedim. Kendi kendime yaptım her şeyi. Saçıma da fazla şey yapmıyorum artık... konserlere çıkarken bazen kendim yapıyorum, daha kolay ve daha pratik. Doğallıktan yana daha çok yakışıyor açıkçası bana kendi halinde bırakmak. Makyajımı da kendim yaptım. Bugün aslında Erenle biz gitmedik kuaföre üşendik. Biz kendimiz yaptık.
Eren: Makyaj eğitimi almadık. Ama artık suratımıza makyözler çok fazla makyaj yapa yapa kendimize en çok yakışanı yavaş yavaş bulmaya başladık. Bir de makyaj nasıl yapılır yavaş yavaş biz de. Ben de bugün kuaföre gitmedim. Zaten saçlarım normal, yani makyajı da kendim yaptım. Birde sürekli kuaföre gidip makyaj yaptırmak... hani gerek yok diye düşünüyorum.
Gülçin: Bu arada ya şey; biz hep beraber küçüklüğümüzden beri, sahneye çıktığımız için, kendi makyajlarımızı ve sahne makyajımızı kendimiz yapmak zorunda kalıyorduk. Bu sahne makyajı başka bir şey ama, ben öyle bir şey ki bazen özellikle rimel sürerken batırıyorum ve kendim yapmamayı tercih ediyorum o yüzden; ben de bugün kalkıp kuaföre gittim yani. (gülüşmeler)
Cemre: Ben istesem makyajı düzgün şekilde yaparım ama artık saç ve makyaj yaptırmak istemiyorum. Hiç hoşuma gitmiyor saç ve makyaj yaptırmak elimde olsa hiç makyajsız şekilde çıkıcam rahat rahat, ama olmuyor yani.
Erkek arkadaş mevzusuna girelim mi? |
Menejer: Ben söyleyeyim, Cemre'nin yok, Gülçin'in yok, Eren'in var, Yasemin'in yok. (gülüşmeler)
İlişkinden memnun musun? Ne kadar zamandır� |
Eren: Çok memnunum. İki sene. Çok memnunum çok mutluyum, huzurluyum.
O ne yapıyor? Nasıl biri? |
Eren: O ne yapıyor? Normal bir üniversitede okuyor. Biz tabi ki anormal bir üniversitede okumuyoruz. (gülüşmeler) Konservatuar değil. Öğrenci ekonomi bölümünde okuyor. Gerçekten çok alakasız. Ama onun da ruhunda dansçılık ve şarkıcılık varmış. Yaşadığımız bazı ayrıntılarda görüyorum bunu. Bizimle takıldığı sürece baya bir çıkıyor ondan böyle şeyler. O da hayatından çok memnun... bizimle olmaktan çok memnun. Bizimle diyorum, çünkü sırf benle değil yani, hep birlikteyiz.
İdeal bir sevgili nasıl özelliklere sahip olmalı? Dürüst mü olmalı, asla yalan söylememeli mi, yakışıklı mı olmalı... entelektüel mi? Nedir? |
B.C: Eren seçmiş tamam.. (gülüşmeler)
Eren: Benimki gibi olmalı; nasıl mı? İdeal bir sevgili tipinin haricinde söyleyeceğim. Çünkü �ideal tip� herkesin kafasında çok farklı. Anlayışlı olmalı diye düşüyorum... yani bazı durumlar vardır her halden durumlardan... hani anlayışlı olmalı, kendi isteklerine göre davranmamalı, karşısındakine tolerans tanımalı. Çok kıskanç olmamalı.
Ama biraz, azcık kıskanmalı mı yani? |
Eren: O da olmasın bence, ben öyle kıskançlıktan çok hoşlanmam... çünkü beni boğuyor gibi geliyor kıskanç tavırlar. Onun dışında içten bir insan olması lazım. Herkesin onu sıcak bir insan olarak görmesi hoş olur...
Yasemin: Ya nasıl söylesem... Bu soru daha önce de sorulmuştu bana. Ukala olmamalı, bana güvenmeli, benim de ona güvenmem gerekiyor tabi. Ve nasıl söylesem, karakteri oturmuş olmalı, iki yüzlülükler falan... güzel şeyler değil bunlar. Ne bileyim beni kıskanmayan... biraz kıskansın ama çok kıskanmasın... çünkü Eren�e katılıyorum, çok boğuyor insanı... niye kıskanıyorsun falan, çok kötü olur herhalde. Ben kıskanırım açıkçası... ama fazla belli etmem... içimde kalır, söylemem.
Cemre: Doğal ve dürüst olmalı. Beni merakta bırakmalı. Mutlaka merak ettiğim bir şeyler olmalı hep.
Gizemli kalmalı? |
Cemre: Evet gizemli olmalı ve boyu boyuma yakın olmalı ki kendimi güvende hissedeyim.
Boyun kaç? |
Cemre: 67 falan galiba. 1;67.
Kolay... standart� (gülüşmeler) |
Cemre: Bilmiyorum ya, böyle sorular sorulduğunda hiç birinde aklıma cevap gelmiyor. Bir erkek nasıl olmalı? Ne bileyim rahat olabileyim yanında, abuk subuk yalanlar söylemesin, bir şey yapmak istiyorsa gezmek eğlenmek istiyorsa eğlensin. Açık sözlü olsun bir şey yapıyorsa gelsin suratıma söylesin. Kavga edip sonra sakinleşebilirim. Ama şey bilmiyorum yani çirkin davranışlar olmasın. Bu soruyu böyle sorunca benim aklıma hiçbir cevap gelmiyor. Ne bileyim ben anlık bir cevap veremem buna.
Grup içersinde iş bölümünüz var mı? Mesela röportajlara gittiğimizde Cemre konuşmayı sever, Eren daha arkada kalır genellikle gibi... |
Cemre: Yok. Adımızda �Hepsi� zaten öyle bir iş bölümümüz yok aslında. Kim ne isterse o anda o an�a bağlı olarak yapıyor.
Tv programlarına katıldınız, röportajlara gittiniz, en eğlendiklerinizden bir tanesi? Sanırım Zaga�ya katılmıştınız ve baya hareketli ve eğlenceli geçmişti. |
Yasemin :Zaga�da bir şey olmadı yaa Beyaz�da çok eğlendik. Gülüyoruz. Konuk olduğumuzu unutuyoruz orada; Beyaz espriler yapıyor biz gülüyoruz eğleniyoruz kendi kendimize.
Cemre : Zaga�da güzeldi.
Eren : Sinyal çok güzel.
Gülçin : Sinyal programına gittik araba kullandığımız böyle işte hepimiz gittik.
Yasemin: Ben rezil oldum.
Hangi hataları yaptın? |
Yasemin: Ehliyeti yeni aldım. Trafiğe çıkmadım hayatımda, araba park etmedim ben. Rezil oldum, gerçekten rezil oldum. Gülçin dubaları kaldırdı ben ona rağmen park edemedim o arabayı. İşaretleri falan bildik ama ben arabayı park edemediğim için üç tane ceza aldım. Dans etmek zorunda kaldık. (gülüşmeler)
Cemre: Yaseminle Gülçin takıldı, Erenle ben; işte arabayı işaret dubalarının arasına park etmek gerekiyor, Gülçin�de inip gel gel, git diyor. Gülçin iniyor dubaları kaldırıyor bir güzel. (gülüşmeler)
Gülçin: Kukaları kaldırdım çünkü imkanı yok asla park edemez Yasemin; böyle bir şey yapmak zorundaydım yani. (gülüşmeler)
Eren: Sonuçta ben ehliyeti alalı 3 yıl falan oldu... trafikte geziyorum gerçekten güzel şekilde. Bazı tabelalar var onlar ehliyet kitabında var, trafikte yok; onları koymuşlar oradaki piste, Cemre�de benden 1,5 sene sonra aldı benden daha taze onun bilgileri, arabayı kullanan benim, cevapları veren Cemre. Allah�tan yanımda ehliyet sınavından daha yeni çıkmış yeni biri var yoksa ben yalnızca araba kullanıyorum, güzel park ediyorum... bazı levhalar var gerçekten bilmiyordum... o yüzden Cemre�ye teşekkür ediyorum buradan. (gülüşmeler) Ceza almamızı engelledi.
Peki ne kadar puanla bitirdiniz? |
H.G.: Neredeyse hepsi hata. (gülüşmeler)
5 tane soruyorlardı sanırım. |
Eren: Soruları bildik ama yani giderken hata yaptık bagajı açık unuttuk. (gülüşmeler) Park edemedik orada hep birlikte çok komik oldu. Kaputu açmam gerekiyor, kaputun kolunu bulamadım bagajı açtım. Sonra kaputu açtık ama bagaj açık kalmış. Öyle gitmişiz kullanmışız. (gülüşmeler) Öyle garip garip şeyler oldu
Bu arada garip bir hikaye dinledik biz. |
H.G: Ne, Nasıl bir hikaye?
Karınca hikayesi. |
H.G: (gülüşmeler)
Yasemin: Eren küçükken reçellerle birlikte karınca yiyormuş. (gülüşmeler)
Eren: Bahçe katında oturuyorduk. Bahçeli bir evdi. Masada mutfak masasında bal ve reçel hep dururdu. Onlar hani buzdolabına konmuyordu ve çok fazla karıncalanıyordu, karıncaların yolu vardı; şekerin ve reçelin içine girerdi. Ben de küçükken her seferinde ayıklardım çaya ve süte koyarken, reçellerden ayıklamazdım öylece ekmeğimin üstüne sürerdim karıncalarla birlikte.
Annen görmeden mi? |
Eren: Annemde görüyor canım ne olacak. (gülüşmeler) Pek önemli değildi. Karıncaları da çok seviyorum... gerçekten çok seviyorum enteresan şekilde. Onlar bana enteresan şekilde tatlı geliyorlar yani çok çalışkanlar. Öyle çocukken karıncaların çok çalışkan olduklarını öğrenirsiniz ya, çocukken çizgi filmlerden falan... o şekilde işlemiş karıncalarda orda bana yabancı gelmedi uzun süre. 7 sene o evde yaşadım... orda ne güzel ekmek üstüne ayıklamadan yedim çok da yemişimdir muhtemelen karınca.
Başka çocukluk anılarınız? |
Yasemin: Ben bir kere köpeğimle birlikte uyumuştum. Bizim sibirya kurdumuz vardı o zaman daha ona yer yapamamıştık bahçede... apartmanda bakıyorduk bir süre, balkonda kocaman bir kulübesi vardı. Motosiklet geçtiğinde sürekli havlıyor, susması için yanına gitmen gerekiyor... yani ben kulübeye girdim onunla, kulübeden çıkınca yine havlamaya başlıyordu ve ben kulübede onunla birlikte uyudum sabaha kadar. (gülüşmeler) Sabah uyandığımda yalıyordu beni o şekilde uyanmıştım. Çokta büyük, ben de küçüğüm...
Kaç yaşındaydın? |
Yasemin: İlkokul sondaydım orta bire geçicektim. Baya büyüktü o birlikte uyumak zorunda kalmıştık onunla... iğrenç kokuyordum kalktığımda. (gülüşmeler)
Eren: Ben de kız kardeşimle, benden iki yaş küçük kız kardeşim var, annemler evde yokken evdeki birçok eşyayı kül tablası olsun, abajur olsun bir sürü eşyayı; bir tane böyle kapalı barandamız vardı hepsini oraya taşırdık... ve hepsinin üstüne bir fiyat koyardık... annemler eve geldiğinde onlara satmaya çalışırdık... böyle saçma sapan oyunlar oynardık kardeşimle. Evdeki eşyaları annemlere satıyorduk tekrardan. (gülüşmeler)
En çok ne kadar yiyebilirsin? |
Yasemin: En çok bir ekmek yerim. (gülüşmeler) Ben yemek yemeği çok seviyorum ama bu sıralar yememem gerekiyor. (gülüşmeler) Baya bir kilo aldım çünkü. En çok balık ve tavuk severim. Sebzelerden brokoli yemeği severim. Bir de anneannemin yaptığı Ayşe kadın fasulyeyi, zeytin yağlı. Zeytin yağlı dolma...
Hiç yemek yaptın mı? |
Yasemin: Ben yaptım.
Makarna mı? |
Yasemin: Makarna yaptım. Sos yapıyorum değişik tarzlarda böyle, özel soslar yapabiliyorum. Bir de bezelye yemeği yapmıştım.
Yemek yapmak zevkli mi? |
Yasemin: Zevkli ama kimse karışmayacak mutfakta... çünkü, mesela annem gelip şunu karıştırmasın yani... ben yapıyorsam ellenmeyecek...
Peki yemek seçiyor musun? |
Yasemin: Yemek seçiyor muyum? Yumurta yemem mesela... nefret ederim yumurtadan. Nanenin taze yaprakları vardır ya, salataya falan konur onları da yiyemiyorum. Bir de patlıcan asla yemem.
Eren: En çok ne kadar yerim? mesela patlayana kadar meyve yiyebilirim. Mesela Mc Donald�sın bir tane büyük mönüsünü yediğim zaman yerimden kalkamayacak gibi oluyorum çok fazla geliyor... belki o kocaman mönüyü yiyip arkasından kocaman kolasını yada başka bir şey içtikten sonra çok fazla tıkıyor beni. Zaten o şekilde tıkanmayı sevmiyorum ama patlayana kadar meyve yiyebilirim. Bir blendıra muz, şeftali, bisküvi ya da mevsim meyvelerinden hangisi olursa... Bisküvi, süt, bal bir blender; hepsini içiyorum ve yani bütün gün bir şey yemiyorum... en son yatmadan önce acıkıyorum, bir şeyler daha atıyorum ağzıma o şekilde yatıyorum... en fazla tıkadığım şey herhalde o blenderdır. Onun dışında başka bir şey aklıma gelmedi.
Hiç yemek yaptın mı? |
Eren: Yemek yaptım. Ama mesela şöyle, kendi kendime yapamıyorum... anneme telefon açıyorum, anne şimdi ben ne yapıcam diye... ne nerede türünde... ne yapacağımı o bana tarif ediyor... yemeğin tam ortasında anne ben ne yapacaktım diye soruyorum bazen... Güzel bir şekilde yemek yapabiliyorum ama tarifi telefonda almam gerekiyor... Çünkü, bir dahaki sefere yine unutuyorum tarifi. Unutuyorum işte, elimde değil...
Peki, sevgiline hiç yemek hazırladın mı? |
Eren: Hııı?� Yok hayır! (gülüşmeler) Yemek ısıtıyorum ama. Annem yapıp buzdolabına koymuş oluyor. Karnım açıktı diyor sevgilim... iyi tamam, ben sana yemek hazırlayayım diyorum. Mutfakta yemek hazır nasılsa... onları ısıtıyorum bir güzel ve tabaklara diziyorum. Her türden faklı farklı şeyler koyuyorum masaya bir sürü tabakta... güzel oluyor yani masa. Sana yemek yaptım diyorum, ısıtıyorum annemin yaptığı yemekleri bir güzel. Aslında pek bişey yaptığım söylenemez tabi (gülüşmeler).
Peki yemek seçer misin? |
Eren: Yok ayırt ederim... mesela peynir hiç yemem. Bebekliğimden beri kaşar peyniri ve beyaz peynir de dahil, peynirin hiçbir çeşidini yemedim. Zeytini ilkokul beşinci sınıfta neden bilmem yemeyeceğim bir daha diyerek diye kendi kendime bıraktım. Onları hiçbir şekilde yiyemem o yüzden... sabah kahvaltılarında çok zorluk çekiyorum bundan dolayı. Ne yicem, annem her sabah artık sana ne yedircem Eren diye sıkılmaya başladı. Çünkü her sabah reçel bilmem neyle geçmiyor. Onun dışında ne yemem başka? Bamya da sevmem mesela...
Pekala; sevmediklerinizden değil neleri sevdiğinizden bahsedin. |
Eren: Çok şey severim... Imm... evet, evet; çok fazla şey severim. Ama enginar da sevmem. Yaa ben bakla bamya mı dedim, ben bakla da sevmem. Bamya da sevmem sevmem.
Yasemin: Eren sevdiklerini söyle, sevdiklerini� (gülüşmeler)
Eren: Patlıcan da sevmem, enginar da sevmem. (gülüşmeler)
Gülçin her şeyi seviyor galiba? Bir tek et mi yemiyordun? |
Gülçin: Yaa et yerken çok seçiyorum, illa paketli olması lazım. Köfte yiyorum daha çok. En çok yiyebildiğim bir ekmek ve bir çeyrek kokoreç...
Bu dediğini bir kere yaptım de lütfen... |
Gülçin: İki kere yaptım. (gülüşmeler) Ondan sonra... diğer sorular neydi?
Yemek yaptın mı hiç? |
H.G: Yapıyor çok güzel�
Gülçin: Yemek yapıyorum... sebzeli tavuk yapıyorum mesela. Ama her zaman tutmuyor tabi. Bir de şey, pasta tipi şeyler, şekerli şeyleri yapmayı seviyorum. Ama yaptığım şeyi bir kez daha yapmamaya karar verdim mi hiçbir zaman ilk yaptığım gibi güzel olmuyor. Her seferinde farklı oluyor. Böyle işte� Kerevizi seviyorum, zeytinyağlı sebze yemeklerini de çok severim
Peki ya sen Cemre? |
Cemre: Ben yemek yapamıyorum. Hiçbir şekilde yapamıyorum ama. Yemek ayırt etmiyorum ama özellikle portakaldan uzak dururum� Parfümünü bile sıkmam yani, o kadar o derece... hiçbir şeyini sevmiyorum. Sevdiğim yemekler ise, enginar seviyorum mesela... Mc Donald�sın her türlü şeyini yiyebilirim örneğin... her mönüsünü, her büyüklükte hiç fark etmez.
Jumbo mönü yiyebiliyor musun mesela? |
Cemre: Yiyebiliyorum tabi ki! Sınır tanımıyorum yani o konuda...
Gülçin: Cemre hepsini yiyor evet... ben de yiyorum. Sonra da bir daha yemeyeceğim diyorum ama nafile. Her seferinde aynı oluyor.
Cemre: Yemek seçmem aslında... Gerçekten açsam ve yemek yemek istiyorsam, grupta en çok ben yemek yiyorum. Gerçekten durmuyorum. Bazen diyorum bu yemekler nereme gidiyor diye... kilo da almıyorum.
Pekala; herkese soruyorum şimdi... kısa kısa cevaplar olabilir. Dışarı çıkar mısınız eğlenmek için? Nerelere gidersiniz? Mekan ismi vermek istemeyeceğinizi varsayarak, hangi semtleri tercih ettiğinizi söylerseniz de olur. Bir de gece hayatı hakkında ne düşünüyorsunuz? Sever misiniz? |
Cemre: Gece hayatını hiç saçma bulmam. Bence gayet de güzel bir şey... fakat hiçbir şekilde gece hayatım yok. Çünkü hiç zamanım yok. Şöyle düşünüyorum; benim yaşımdaki gençler, gece hayatını gerçekten seviyorlar mantıklı olarak; ama ben bütün gün çalışıyorum. Mesela bir sabah kalkıp 11:00 de dans dersine başlayıp, akşamüstü bitene kadar dans edip ondan sonra da röportajlar falan... E dolayısı ile de gece hayatı olmuyor, olamıyor. Onun yerine evde oturmak daha cazip geliyor. Fakat gündüzleri dışarı çıkmayı düşünüyorsam Etiler�de oturduğum için, oraya yakın yerleri tercih ediyorum.
Gülçin: Ben de genelde evde olmayı severim. Kendime zaman ayırmayı severim ama eğer zamanım olur ise Taksim�de takılmayı daha çok tercih ederim.
Taksim�de daha rahat mı hissediyorsun kendini? |
Gülçin: Evet. Daha çok seçenek var. Ama daha çok Etiler�deyiz. Çünkü işlerimiz, mesela kuaförlerimiz orada... dans dersleri hep Etiler�de oluyor. Ayrı kalıyorum biraz yani. (gülüşmeler)
Eren: Gece hayatı...Imm... Çok fazla çıkmam ama arada bir çıkarım tabi. Gece hayatı güzel bir şey, ama ben normalden de az çıktığımı düşünüyorum geceleri. Zaman ve yorgunluk yüzünden bize kalan zamanı dinlenmekle geçiriyorum. Genelde de vakit geçirdiğim yerler de; Arnavutköy, Bebek, Etiler gibi yerler.
Daha sakin diye mi tercihin bu yönde? |
Eren: Daha sakin evet...
Peki Yasemin, ya sen? |
Yasemin: Cemre�nin dediği gibi gece hayatı güzel bir şey ama tabi çıkabilenler için. Gerçekten hiçbirimizin vakti yok ve olsa da çıkacak halimiz yok. Hani belki doğum günlerinde falan özel günlerde çıkılabiliyor. Onun dışında ben de Taksim�i çok seviyorum. Taksim�in içinde her çeşit insan ve her şey olduğu için... o karışıklık hoşuma gidiyor yani... ama geceleri Taksim biraz göreceli bir kavram halini alıyor. O nedenle gündüz daha cazip geliyor bana.
Web sayfanızın adresi nedir? |
Yasemin: www.gruphepsi.com
Peki orada hepinizin ayrı ayrı e-maili yazıyor mu, yoksa tek bir adres üzerinden mi hayranlarınızla kontak kuruyorsunuz? |
H.G: Tek bir e-mail adresimiz var.
Kim bakıyor peki gelen maillere? |
Yasemin: Hepsi Grubu olarak cevap veriyoruz. Kişisel olarak cevap vermiyoruz; yani kişisel gelen maillere de Hepsi Grubu olarak cevap veriyoruz.
H.G: Forumlarımız var mesela... Onları sık sık takip ediyor, okuyoruz.
Foruma katılıyor musunuz peki? |
Yasemin: Bire bir chat yapıyoruz onlarla çoğu zaman. Duyurular bölümünde yayınlanıyor.
Mesela haftanın hangi günleri ve saatleri on-line oluyorsunuz? Varmı böyle bir zaman? |
Yasemin: Şu anda böyle bir planlama yapmadık. Rastgele ve vakit buldukça zaman ayırıyor ve ilgileniyoruz.
Bugüne kadar karşılaştığınız en garip soru yada sorular ne oldu sitede? |
Yasemin: Boyumuzu çok merak ediyorlar mesela. İlk klibimizde midilliler olduğu için onları bazı insanlar gerçekten at zannedip bizim çok uzun olduğumuzu düşünüyorlarmış. En garibi buydu benim aklıma gelen... Bir keresinde de �memleketin neresi� diye bir soru gelmişti.
Pekala, internetle aranız nasıl? |
Yasemin: Ben internetle baya haşır neşir oluyorum. Gezerim, severim yani interneti.
Eren: Genelde teknolojinin çok dışında bir insanım... evde bilgisayarım yok zaten. Kardeşim kullanır sadece. Ama mesela bir tane e-mail adresi alıp, aylarca bakmadığım oluyor. Kendi kendine gidiyor öyle. Sonra bir tane daha adres alıyorum. Şimdi kullandığımı da daha yeni aldım. Millete veriyorum e-mail adresimi bir şeyler yolluyorlardır belki ama ben bakmıyorum... pek internetle haşır neşir değilim yani.
Gülçin: Ben interneti seviyorum, özellikle eve geldiğim zaman çok yorgun olduğum için fiziksel bir şeyler yapamıyorum... oturup internette geziniyorum.
Ceren: Ben pek teknoloji özürlü değilim... Takip ediyorum. Teknolojik aletleri de merak edip kurcalarım. Bazen de bozabiliyorum tabi; ama yine de kurcalamaktan geri duramıyorum. İnternetle de ilgiliyimdir. Ama öyle hadi bugün neler olmuş, ne mail gelmiş falan türünde özel bir çabam yok. Arada bir eserse ilgileniyorum ve zaman ayırıyorum yani.
Klibinizin başlarken bir animasyon izliyoruz. Kimin fikri? |
Ceren: Starium�un fikriydi animasyon şirketimizin yani.
Animasyondaki sesler size mi ait, seslendirmeyi siz mi yaptınız? |
Ceren: Evet. (gülüşmeler) seslendirme bizim.
Gelecek projeler neler peki? |
Gülçin: Şu anda yapacağımız şeylerden en yakın olanı konserlerimiz... Koreografımız Selahattin Kara, dünya çapında ünlü bir koreograf bu arada; Michel Jakson, Britney Spears, Lenny kravitz Madonna gibi birçok insanla çalışmış ve şimdi de bizimle birlikte çalışıyor... bizim için büyük bir şeref tabi bu...
Eren: Biz Türk olduğumuz için şanslıyız bu konuda... O nedenle çalışabiliyoruz onunla. Yoksa çok seçici...
Gülçin: Her şarkımıza koreografi yapıyoruz şu sıralar. Her gün yeni bir koreografi öğreniyoruz ve sürekli verdiğimiz konserlerde bunları sergiliyoruz.
Bir sonraki klip ne zaman peki? Planlama vardır mutlaka... |
Gülçin: Dur dur! Belki olabilir diye düşünüyoruz. (gülüşmeler) �Dur dur� adlı parçaya çekilebilir diye düşünüyoruz; daha kesin değil ama... yaz sonu, Eylül belki...
Yurt dışı projeleri var mı peki? |
Eren: Yurtdışı daha sonra ki plan... Ama �Olmaz Oğlan� adlı parçanın İngilizce versiyonu zaten yurtdışına gönderildi hatta Bulgaristan ve Kanada�da listelere bile girdi. Bulgaristan listesinde 1 numara oldu hatta... Radyo City Bulgaria diye Bulgaristan�ın bir radyosu bizimle telefon bağlantısı bile yaptı. Söz konusu İngilizce parçamıza bir de klip çektik, yurtdışındaki bazı müzik kanallarında yayınlanıyor hala. Hatta MTV de, kategorisinde 5 numaraya kadar da çıktı.
Peki bu parça Türkiye�de ekranlara taşınacak mı? Var mı bu konuda bir hazırlık? |
Ceren:Türkiye�de düşünmedik açıkçası. Bu zaten şirketin bir araştırma politikasıydı. Bir deneme mahiyetinde hazırlandı bu çalışma. Ama uzun vadede böyle bir çalışma düşünüyoruz tabi daha kapsamlı olarak. Tabi tarih belirsiz...
Bizim Bulgaristan�da yaşayan Bulgar arkadaşlarımız var. Şarkınızdan onlar sayesinde haberdar olduk hatta. Ve dinlemek istediğimiz için de mp3 olarak bir kısmını kopya gönderdi. |
H.G: Aaaa süper!..
Bulma şansı yok tabi Türkiye�deki hayranlarınızın... |
H.G: Mp3 olarak yurtdışı kaynaklı bulunabilir sadece... başka türlüsü hayır...
Hepinize çok teşekkür ediyoruz; sıcak ve samimi; sohbet havasında bir söyleşi oldu... |
H.G: Aynen... Biz de teşekkür ederiz...
Kaynak : bagdatcaddesi.net
Sevgili Hepsi 1 Severler,
Öncelikle dizinin bitip bitmeme konusu. Dizi Ramazan ayının sonuna kadar devam edecek. Ama ondan sonra ne olacağını daha senarist arkadaşımda bilmiyor, işler karışık. Hepsi 1 out, Buzda Dans in mi olur yoksa günlerde değişiklik mi olur? Ama günlerde değişiklik yapmak yetmiyor, neticede belli bir sistem var ve yeni bir program geliyorsa mutlaka bir başka program veya dizinin kalkması gerekir. Ve maalesef kalkacak program olursa listenin başında Hepsi 1 var...
Diğer bölümlere gelince, bu dizinin ne zaman biteceği belli olmadığı için tam bir düzen yok senaryoda. Eğer 3 bölüm sonra "final yapın" denme olasılığı olduğu için olaylar biraz kontrolümüz dışında gelişiyor. Ama denmezse, inanın çok heyecanlı bir dizi geliyor karşınıza.
Ayrıca çok uzun süredir bir çok forumda konuşuluyor, dizide oynayıp olacak olan ama oynamayan. Evet ne yazık ki oldu. Öncelikli ilk planlarımızdan birisi, dizide kızların bir tane kız veya erkek kardeşinin dizide rol almasıydı. Neticede bu bir dizi ama çok uygun bir kişi bulamayınca ve zaman sorunu ortaya çıkınca kardeş karakteri diziden çıktı.
Gelecek bölümlere gelince, dediğim gibi senaryo tam anlamıyla söyleyemem çünkü her an herşey değişebilir açıkladığım gibi. Ama şunu söyleyebilirim, kızları çok zor günler bekliyor. Yasemin ile Alp arasında bir şeyler yaşanmayacak (tabii arkadaşım son anda fikrini değiştirmezse . Ama Yasemin ile Korkut'un arasında çok kısa bir sürede olsa soğuk rüzgarlar veya bir ayrılık yaşanacak bu kesinleşti.
Gülçin, attığı tokattan sonra çok pişmanlık yaşayacak. Mert çok zor durumlara girecek, evde resmen psikoloji çökmüş birisi olarak akli dengesini yavaş yavaş bozmaya başlayacak. Gülçin ile Mert %90 barışacak ama dizi bu ay sonu bitmez ise, Mert ve Gülçin daha çok uzun süre acı çekecek.
Cemre, aralarında en kısa sürede ilişkisini düzeltecek kişi. Ama Emre'nin yanında fragmanlarda gördüğünüz kişi devamlı aralarında soğuk rüzgarların çıkmasına sebep olacak
Eren'e gelince. Eren'in çok uzun bir süre Barış'la barışmasını beklemeyin. Hemde çok uzun süre, hatta Final yapılsa bile barışması çok zor. O biraz buruk bir sevinç ile bitebilir. Ayrıca belirsiz bir kısır döngü. Barış, Teoman. Mert ile yaşandığı gibi ciddi tartışmalar yaşanacak.
Kızların albüm olayına gelince, o bir süre yan konu. Kızların albüm olayı eğer final bu ay yapılmazsa ve 1 sezon uzatılırsa dizi (yani yaz dizisi olarak sona ermezse) herhalde albüm kızlar için çok uzun bir süre bir hayal olarak kalacak
Size birazda kamera arkası hakkında bilgi vermek isterim. Sanırım baya meraklısınız bu konuda
Cemre, aşırı sevimli bir insan. Dizide biraz şımarık gibi dursada, gerçek hayatta tam tersi. Ayrıca dizide olduğu gibi Emre (Cem Avnayim) ile araları gayet iyi, ama dostane olarak
Gülçin, saman altından su yürütüyor vallahi. Çok şeker ötesi bir insan, birde şu Türkçe'sini düzeltse... Kızın konuşma hataları yüzünden bir sahne 10 kez tekrarlanıyor yahu
Yasemin, en deli dolu olanı belkide Korkut'la araları çok samimi değil, ama Barış yani Erman ile çok iyi dostlar.
Eren'e gelince, ne kadar yemeğe düşkün bir insandır.Gülçin "ben çok oburum yaa" diye sızlansada, Eren'in ondan eksik yanı yok ne yalan söyleyeyim. Kamera arkasında çekim yokken devamlı ya elma yiyor yada meyve suyu içiyor.
Korkut, Mert, Emre, Barış vs bu karakterlerde Playstation turnuvaları düzenliyor, yada arada çıkıp hava almaya gidiyorlar. Bir arkadaş küfür konusundan bahsetmiş. Evet oluyor baya Ben kızların kendi başlarına kaldıklarında aşırıya kaçmadan argo kelime kullandıklarını duydum Ama Korkut ve Emre gerçekten fena küfürbazlar.
Eğer isterseniz, dahada gelip devamlı bahsederim bu tip şeylerden. Ayrıca, dizide oyuncu alımları yapıldı doğru. Ama belli olmaz, bu diziye girip çıkan çok oluyor. Eğer gerçekten oynamak istiyorsanız, mutlaka başvurun. Teoman karakteri örneğin, kendisinin başvurusu üzerine seçilmiştir.
Hepsi 1'i kaçırmayın arkadaşlar... İyi Eğlenceler..!
Alıntıdır..
‘Her Son, Yeni Bir Başlangıçtır!’
Eren ve Gülçin arasındaki gerilim, Eren’in kendisinden bile sakladığı sırrını itiraf etmesiyle çözülür. Bu arada Mert, Emre, Barış ve Korkut’a, kendini toparlayacağına dair, söz verir. İlk adım olarak da, Teoman’la ciddi bir konuşma yapar!
Eren, Barış’la konuşur ve bu konuşma, ikili arasındaki buzları eritir. Eren, Barış’a karşı hissettiklerini itiraf eder. Alev ise, hain planlarına bir yenisini ekler, ve Barış’ı zor durumda bırakacak bir entrika hazırlar. Barış’ın içine düşeceği zor durum, Eren’i de, çok üzecektir!
Babalarından yana şansı olmayan Barış ve Korkut, herkesten gizli bir şekilde işe girmeye kalkar ve bir İtalyan Restoranının verdiği ilana başvururlar. Korkut’un acayipliklerine, Füsun Teyze’nin kızları aynı restorana götürmesi de eklenince, ilk denemeleri büyük bir komediye dönüşür: Bir yanda kızlar, diğer yanda restoran personeli, öteki taraftan müşteriler ve Mert arasında kalan iki kafadar, nefes kesen eğlenceli bir koşuşturmaca yaşarlar!
Cemre ve Emre eski mutlu günlerine dönerken, Yasemin, Korkut’la bir türlü konuşamadığı için Korkut, geleceklerini tehlikeye sokan bir adım atar: Ancak ne olursa olsun, ikisinin de saklayamadığı tek bir gerçek vardır: Birbirlerine aşıklardır! Zeynep’in ödevini okuyan Gülçin ise duygulanır ve Mert’le konuşur.
Bahadır Hoca eşliğinde müzikale hazırlanmaya başlayan kızlar için her şey yoluna girmeye başlamışken, Murat’ın sinsi planı, mutluluklarını tehlikeye atar!
Sevgili Hepsi 1 Severler,
Öncelikle dizinin bitip bitmeme konusu. Dizi Ramazan ayının sonuna kadar devam edecek. Ama ondan sonra ne olacağını daha senarist arkadaşımda bilmiyor, işler karışık. Hepsi 1 out, Buzda Dans in mi olur yoksa günlerde değişiklik mi olur? Ama günlerde değişiklik yapmak yetmiyor, neticede belli bir sistem var ve yeni bir program geliyorsa mutlaka bir başka program veya dizinin kalkması gerekir. Ve maalesef kalkacak program olursa listenin başında Hepsi 1 var...
Diğer bölümlere gelince, bu dizinin ne zaman biteceği belli olmadığı için tam bir düzen yok senaryoda. Eğer 3 bölüm sonra "final yapın" denme olasılığı olduğu için olaylar biraz kontrolümüz dışında gelişiyor. Ama denmezse, inanın çok heyecanlı bir dizi geliyor karşınıza.
Ayrıca çok uzun süredir bir çok forumda konuşuluyor, dizide oynayıp olacak olan ama oynamayan. Evet ne yazık ki oldu. Öncelikli ilk planlarımızdan birisi, dizide kızların bir tane kız veya erkek kardeşinin dizide rol almasıydı. Neticede bu bir dizi ama çok uygun bir kişi bulamayınca ve zaman sorunu ortaya çıkınca kardeş karakteri diziden çıktı.
Gelecek bölümlere gelince, dediğim gibi senaryo tam anlamıyla söyleyemem çünkü her an herşey değişebilir açıkladığım gibi. Ama şunu söyleyebilirim, kızları çok zor günler bekliyor. Yasemin ile Alp arasında bir şeyler yaşanmayacak (tabii arkadaşım son anda fikrini değiştirmezse . Ama Yasemin ile Korkut'un arasında çok kısa bir sürede olsa soğuk rüzgarlar veya bir ayrılık yaşanacak bu kesinleşti.
Gülçin, attığı tokattan sonra çok pişmanlık yaşayacak. Mert çok zor durumlara girecek, evde resmen psikoloji çökmüş birisi olarak akli dengesini yavaş yavaş bozmaya başlayacak. Gülçin ile Mert %90 barışacak ama dizi bu ay sonu bitmez ise, Mert ve Gülçin daha çok uzun süre acı çekecek.
Cemre, aralarında en kısa sürede ilişkisini düzeltecek kişi. Ama Emre'nin yanında fragmanlarda gördüğünüz kişi devamlı aralarında soğuk rüzgarların çıkmasına sebep olacak
Eren'e gelince. Eren'in çok uzun bir süre Barış'la barışmasını beklemeyin. Hemde çok uzun süre, hatta Final yapılsa bile barışması çok zor. O biraz buruk bir sevinç ile bitebilir. Ayrıca belirsiz bir kısır döngü. Barış, Teoman. Mert ile yaşandığı gibi ciddi tartışmalar yaşanacak.
Kızların albüm olayına gelince, o bir süre yan konu. Kızların albüm olayı eğer final bu ay yapılmazsa ve 1 sezon uzatılırsa dizi (yani yaz dizisi olarak sona ermezse) herhalde albüm kızlar için çok uzun bir süre bir hayal olarak kalacak
Size birazda kamera arkası hakkında bilgi vermek isterim. Sanırım baya meraklısınız bu konuda
Cemre, aşırı sevimli bir insan. Dizide biraz şımarık gibi dursada, gerçek hayatta tam tersi. Ayrıca dizide olduğu gibi Emre (Cem Avnayim) ile araları gayet iyi, ama dostane olarak
Gülçin, saman altından su yürütüyor vallahi. Çok şeker ötesi bir insan, birde şu Türkçe'sini düzeltse... Kızın konuşma hataları yüzünden bir sahne 10 kez tekrarlanıyor yahu
Yasemin, en deli dolu olanı belkide Korkut'la araları çok samimi değil, ama Barış yani Erman ile çok iyi dostlar.
Eren'e gelince, ne kadar yemeğe düşkün bir insandır.Gülçin "ben çok oburum yaa" diye sızlansada, Eren'in ondan eksik yanı yok ne yalan söyleyeyim. Kamera arkasında çekim yokken devamlı ya elma yiyor yada meyve suyu içiyor.
Korkut, Mert, Emre, Barış vs bu karakterlerde Playstation turnuvaları düzenliyor, yada arada çıkıp hava almaya gidiyorlar. Bir arkadaş küfür konusundan bahsetmiş. Evet oluyor baya Ben kızların kendi başlarına kaldıklarında aşırıya kaçmadan argo kelime kullandıklarını duydum Ama Korkut ve Emre gerçekten fena küfürbazlar.
Eğer isterseniz, dahada gelip devamlı bahsederim bu tip şeylerden. Ayrıca, dizide oyuncu alımları yapıldı doğru. Ama belli olmaz, bu diziye girip çıkan çok oluyor. Eğer gerçekten oynamak istiyorsanız, mutlaka başvurun. Teoman karakteri örneğin, kendisinin başvurusu üzerine seçilmiştir.
Hepsi 1'i kaçırmayın arkadaşlar... İyi Eğlenceler..!
Alıntıdır..
Eren: 18 mayıs 1984
Cemre: 17 şubat 1985
Gülcin: 30 ekim 1985
Yasemin:21 eylül 1986
Grup hepsi mail grubuna kayıt ol |
Bu grubu ziyaret et |